This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

31 Mart 2013 Pazar

Nereye Gidiyoruz

Eşim ve çocuklarımla oturduğum akşam yemeği haber saatine denk geliyor. Hem günün gelişmelerini  öğrenmek hemde dünyada olup bitenlerden haberdar olmak için 1-2 tv kanalının haber bültenini takip etmek istiyorum. Yayın başlar başlamaz, günün sıcak gelişmelerinde önceliği terör olayları, trafik kazaları yada şiddet haberleri alıyor.Toplumda şiddet olayları o kadar artmış ki artık yeni bir kavram türemiş, “şiddet kültürü”. Halbuki kültür deyince...

30 Mart 2013 Cumartesi

Neden Kendinle Savaştasın?

Amaç denen şey bazen iki dağın arasından doğan güneş gibi pırıl pırıl bir güç kaynağı, kimi zaman göğün gürlediği yerle göğün birleştiği anda rüzgarın önünden kaçarak camda dans eden iki damal yağmur tanesi, kimi zaman bir annenin dokuz ay canını dişine takarak yüreğinde dolaştırdığı yükünü bırakıp, çocuğunu dünyaya getirişidir. Can bulan bu çocuğun amacı ise, annesinin kucağında sıcak bir köşe bulmak, oraya sığınmak, hayat denen girdaba atılmadan...

29 Mart 2013 Cuma

Bir Adam, İnsanlar ve Ben

Sonra orda olup olmadığını kestiremediğim adama “İstediğin ne?” diye sordum.“Gitmek..” dedi.Gitti…Nereye, ne tarafa gitti bilmiyorum. Çok farklı yerlere gitmiş olmalıydık. Bende bilmiyordum nereye gittiğimi. Yolu bulabilirsem eve gidecektim. Uzun zaman olmuştu yatağımda uyanmayalı.Ve eğer yatağımı bulabilirsem hiç bir şey eksiltmeden, bütün herşeyimi yatağa yatıracaktım. İnsanın kendi yatağında uyanması kendini özel hissetiriyor. Kendine ait bir...

28 Mart 2013 Perşembe

Otobüs

Yolların belki de hiçbir zaman birkaç cümleyle anlatılamayacak can alıcı etkisi iyice çökmüştü üzerine. Binbir düşüncenin saldırısına uğrayan beyin artık onun değildi, yok! artık ne düşünceleri ne de yargıları onun için işlemiyordu. (çorak bir tepenin yanından geçiyordu yol, rüzgar tozları savuruyordu umarsızca) “İkilem, yani insanın içinden çıkamadığı her kavramın iki boyutu aslında iki ucu keskin bıçaktır. Tutmaya çalıştığında tek ihtimal kandır…...

27 Mart 2013 Çarşamba

KİLİTLİ KAPILAR

Hayat, birbiri ardına açılan kapıların arasında yapılan bir yürüyüş misali… Bir sonraki kapıda bizi nelerin beklediğini öğrenmek için kapıları sırasıyla açmak zorundayız.İnsanların karşısına ilk çıkan kapı yaratılış kapısıdır. “Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.” Hicr suresinin 26. ayetiyle yaratılış kapısı açılmıştır.Yaratılış kapısının açılmasıyla birlikte ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (as) yaratılır....

25 Mart 2013 Pazartesi

Burası Benim Perişanlığım

Burası benim güzel yüzlü baharım. Umutlarımın ve hayallerimin filizlendiği yer. Burası benim gençliğim. Emellerin ardına takılıp da gücümün tükendiği ve umutsuzluğun acı yüzüyle karşılaştığım yer.Aşk olsun demekler aşk olmazmış, dolmazmış yüreklere anladım. Sevgi de yetmezmiş, anlamını kaybedermiş hayat, kaderle yüzleştiğinde.Hayaller, dünya denen dişleri dökülmüş fahişenin cilveleriyle boğulup gidermiş de yine de ulaşılamazmış derin sevdaların huzuruna....

Anlatamam Sen Anla

Anlatamam sen anlaBen bendeki beni yaşayamam bu dünyadaCanım yana yana, içim kanaya kanaya susarımHıçkıra hıçkıra ağlarım çoğu kezdeAma anlatamam sen anla.Bağıra bağıra yürürüm, kimsesiz kaldırımlardaSelam veririm uçan kuşa, yüzen balığa…Dalgalarına saklanırım denizin yalnızlığımdaAma anlatamam sen anla.İçimdeki gizle sürükleniyorum esen rüzgardaKasırgalarda çarpıyorum görünmez duvarlaraZamanla yarışıyorum onu hiçe sayarcasınaYürüyorum, susuyorum,...

Duy Beni Allahım

Ey Allah’ım bu ne hız?Bu kadar çabuk geçen zaman niye?Vakit yeter mi böyle insanın hayal ettiklerine?Bir bakışı çözmeye çalışırken insan bu alemdeSaliseler saniye, saniyeler dakikaGözlerim açılıp, kapanırken zamandaBir bakmışım gelmişim sona.Ağzımda dişim yok, gözlerimde ferBekliyorum Azrail’i gidiciyim bu seferMutluyum Allah’ım sana kavuşacağım için,Yaşadım ben dünyada yanına gelmek için.Ettim duamı, çektim acımı, tattım mutluluğu,Anladım zamanı,...

Kitabı Yaşa

Kitap…Ruhunun huzur bulduğu, kendini bulduğun, kendini gördüğün, içinde senin hayatından izler taşıyan insanların ortak yaşamının dünyası. Farklı hayatlara tanık olmak, farklı sularda yüzmek, aynı gökyüzünde farklı insanlarla aynı güneşe gülümsemek. Kitapların yeri bambaşkadır insan yaşamında. Alır götürür seni, yaşanmışların ya da hayallerin ortasında bulursun kendini. Bazen acı çekersin onlarla beraber, bazen gülersin mutluluklarına. Raskolnikov’un...

24 Mart 2013 Pazar

Kütüphaneler Haftası İle İlgili Yazı

Çok sayıda kitabın, ansiklopedinin, eski dergilerin ve süreli yayınların okuyuculara ulaştırılması amacıyla kurulmuş olan yerlere kütüphane denilmektedir. Teknolojinin ilerlemesi  ile ortaya çıkan diğer iletişim araçları ve bilgi kaynakları da kütüphanelerde kullanılmaya başlanmıştır. Kitaplar ve diğer yayınlar; CD, DVD  gibi manyetik kayıt ortamlarına aktarılmış, internet üzerinden de faydalanılabilen büyük veri tabanları oluşturulmuştur....

23 Mart 2013 Cumartesi

Gece Kızıla Boyandı

Yatağı hazırlandı, gömleği geçirildi sırtına. Ya Yusuf’un göleği gibi yırtıktı, ya da her an batan bir dikenli teldi sırtındaki. O da bilmiyordu. Çünkü uykudaydı. Uyanmayı bekliyordu. Denilmişti ki: “Beklerken bütün sonlara hazır ol…”Gökten süratle yere düşüyordu. İçine hava doluyor, yüreğini havalandırıyordu. Müthiş bir hızla yere çakıldı. Toz, duman, biraz da acı ama hoşuna gitmişti hani.Tuhaf memleketti. Kendi memleketine benzetti bir an, anladı...

Dil ve Kültür Düşmanlığı

Kültüre ve dile düşmanlık… Olur mu böyle bir şey? Evet böyle bir şey var ve çok saçma. Ama var ne yapalım? Kültürünü ve kültürün en önemli unsurlarından olan dilini sevmemek… Buda yetmiyormuş gibi onu yok etmeye çalışmak.İşte bu bizim acı gerçeğimiz. Biz diyorum, belki hepimiz değiliz dilimize düşman olan ama onlar içimizden birileri ve biz onlara karşı çıkıp dilimizi korumadıkça biz de dilimize düşman olmuyor muyuz?Dil bizim en büyük sorunlarımızdan...

Hadi kapat gözlerini! ve başla

Sen Araban değilsin!Sen Evin değilsin!Sen bankadaki Paran,Sen dolaptaki Ceketin değilsin! Hiç uzaklara gitme kim olduğunu anlamak için.Öyle, dağları denizleri de tarif etme büyüklüğünü ölçmek için.Nesin ki !Eğil, gölgene bak!, bir de diğerlerine,Bu kadarsın işte, varlığın gölgenden ibaret!Güneş senin üzerine doğduğu sürece var olmak değildir marifet! Kaç müzik sayabilirsin bana özlemlerinden bahseden,Kaç resim çizebilirsin senden bahseden,Kaç...

22 Mart 2013 Cuma

Ama Özledim İşte!

Az önce Akvaryumculuk üzerine bir yazı yazmaya başlamıştım.2007 yılında başlayan bir akvaryum serüvenimden bahsederkenBir an durakladım.“Neden” dedim içimden. Sonuna ünlem işareti koymadan, çaresizce, “Neden” Sevdiğim, keyif aldığım ve tebessümle andığım anılarımın çoğu, neden eski günlere ait.Belkide, yazı yazarken dinlemeyi adet edindiğim müzikler, bana bunu hissettirdi. Gençliğimde, ağır şarkılar dinleyen büyüklerimi hiç anlamazdım....

Hayat Çok Kısa

Elleri buruşmuş, gözleri kısılmıştı.Dizleri titriyordu yürürkenElindeki değneğiyle zor gidiyordu yolunaBir poşet ekmeği hep olurdu koltuğunun altına.Belki tekti bu dünyada, hayat arkadaşı çoktan göçmüştü sonsuzluğa.Kapıyı açanı, bayramda elini öpeni, sıcacık bir tas çorbası da olmamıştı.Yine bir akşam giderken usul usul tek başınaGençliğine gitti aklı bir anda…İki damla yaş oldu gözünde gençliği,Pişmanlığı, cehaleti, zenginliği…Titreyen dizlerine,...

21 Mart 2013 Perşembe

Boyacı

Baharın tatlı esintisini içimde duya duya yürüyordum. Gönlüme süzülüp giren ve hiçbir yerde göze görünmeyen bahar çok güzeldi. Baharın bin bir kokusu, taze yağmurları dünyaya ve insanlara can veriyor gibiydi. İnsanlar yavaş yavaş evlerine dönüyorlardı. Bu yeni başlayan bahar rüyası onları yormuştu. Ben de eve doğru yürümeye koyuldum. Fakat, yolu uzatmak, rüzgarın İlahi yelpazelerinin yüzümü okşamasını sürdürmek istiyordum.Yavaş adımlarla sokaklardan...

Yağmurla Gelen

Tam bir saat oldu o dokunalı yeryüzüne. Hiç şahit olmamıştım yelkovanın akreple olan bu amansız yarışına. Yarışa rağmen sanki tanımıyorlar, umursamıyorlar birbirlerini. Ama yine de hızlılar hep onun akışına umarsız kalan insanoğluna akınca yağmura inat. Ama yağmur daha vakur daha gururlu.Çünkü biliyor hayata, aynalara ve her şeye rağmen sıcacık sobanın başındaki ninenin kendi kadar yaşlı camına koşacağını, onun her gelişiyle.Çünkü biliyor kendi kadar...

Sahte Yüzlerimiz

Sabah kalkıyoruz,Yeni bir güne “merhaba” demek varken, somurtkan bir halde kös kös çıkıyoruz evden.Çoğu zaman kahvaltı bile etmiyoruz. Bazen uykumuzu alamıyoruz, bazen yüzümüzü yıkarken suyun sıcaklığını beğenmiyoruz, bazen de somurtmak için hiçbir sebep yokken, gülümsemek için sebebimiz olmadığını düşünüyoruz.İşe otobüsle, metroyla veya dolmuşla gidiyorsak yanımızdakilere kızıyoruz. Kimi zaman “Offf, ter kokuyor” diyoruz, kimi zaman “az öteye gitsen...

20 Mart 2013 Çarşamba

Gün Gelir

Gün gelir düşler ölür ve yüreklere sevda düşer. Kişiye düşense yanmaktır. Yan Ademoğlu yan, belki dünya senin ahından tutuşur. Yaşayıp, yaşamadığımız oranda yaşlandığımız şu dört senenin sonunda bizim de yüreğimize bir sevda düştü. Dostluk… Ve geçen günlere ah ediyoruz sona yaklaşırken. Avuntumuz bu ahın ateşinden kötülüklerin tutuşup küllerin arasında güzelliklerin kalması.Anlatıcı, her hikayeye bir başlangıç bulur da son noktayı hiç koymak istemez...

Ölmek Değil, Yaşamak İstercesine, En Son Kime Sarıldın!

Bir sabah kapı çaldığında,Hiç aklında yokken o kişinin karşında dikilme ihtimali aslındaSessiz, ilgisiz ve tamamen rastlantısal bir andaAçtığında kapıyı, Onu gördüğünde karşında,Sarılmak ister miydin hiç ?Ama öyle böyle değil,Candan, candan ve hatta candan da öte sarılmak ister miydin hiç ? Soruyorum sana,En son kime sarıldın kollarında yok olurcasına,Birer damla gözyaşında kaybolurcasına,Her bir nefesinde yeniden doğarcasınaVeVe yanaklarındaki...

Üç nokta...

Üç noktaBu bir başlangıç değil ki…Müdahil olduğum hikayede üç noktayla geçiştirmeye çalışsalar da beni, devm ediyorum… Kaldığım yerden yaşamaya, kaldığım uyerden çekimlemeye aşkı, kaldığım yerden sorgulamaya dünyayı…Üç noktanın içine sığmazdı acılarım… Üç nokta dar gelirdi çünkü büyük sancılarım… Üç nokta anlatamazdı beni başkasına… Üç nokta ortak olamazdı buhranlarıma…Yaşıyorum çünkü mutluluğumla huzurumu tekilleştirme sınavım bitmedi daha… Aşkı...

19 Mart 2013 Salı

Ölüyorum

Şu an internet sayfaları arasında usulca göz gezdiriyorum. İlgimi çeken yazıları okuyor, sıkıldığımda bir başka sayfaya tıklıyorum.Bir ağırlık var omuzlarımda, dirseklerimdeki kan çekiliveriyor sanki. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorum. Dizlerimin halini merak edince hissediyorum dizlerimin varlığını. Sanki titriyormuşum gibi geliyor bana. Derin bir nefes alıp yaslanıyorum koltuğa, başım düşüyor arkaya. Tek gördüğüm tavanın giderek matlaşan görüntüsü....

Bir Şey Eksik!

Eksik olan şeyi bilmiyorum ama bir şeyler eksik hayatımda!Şöyle bi düşünüyorum, her şeyim var. Birçok insanın sahip olamadığı onlarca güzellik hayatımda ve yaşamam için beni bekliyorlar.Tek tek sıralıyorum sahip olduğum ve bana mutluluk veren her şeyi. Oluşturduğum liste ilk başta birkaç satırda kalıyor ama azıcık gülümsediğimde listeye ardı ardına güzellikler ekleniyor hemen. Tam bu noktadayken huzur doluyor içime ama az sonra eksik olan şeyi ararken...

Dost, “toprak” gibi olmalı!

Bu yazımda DOSTLUK’ tan bahsetmek istedim. Sanırım hata ettim. Çünkü ben, dostluk üzerine çok şey yazabilirim diye düşünmüştüm. Ama kendimi sorgulamaktan daha öteye gidemedim!Neydi dostluk? “Dostu olanın aynaya ihtiyacı olmaz” der Hz. Mevlana. Aynaya bakmak gerekiyor belki de, ben ne kadar “dost” olabildim dostlarıma diye…Ve sormaya başladım kendime… Bir soran olursa yanıt verebilmek için değil! Sadece, “Can gibi dost” olabilmeyi anlamak için sordum.Dostum...

Baba Olmak

Heyt be!  ne namlı, ne şanlı bir duygudur baba olmak. Artık ölesiye koruyacağın birisi vardır hayatında. Evlât, babasının kanatlarının altından başka yeri olmayandır. Saçının teli için yakamayacağın can, ezemeyeceğin mekân yoktur. Yoktur da durduğun yerden babalık yapmak zordur, baba olmanın zorluğunu bilene! İşin varsa, evine ekmek getirebiliyorsan, evladının istediğini alabiliyorsan ilk başlarda kolaydır babalık. Ya yoksa işin, ekmek...

18 Mart 2013 Pazartesi

Nesle Şekil Veren Öğretmeniz Biz

Bir hafta içinde üzerine lapa lapa kar yağmış gibi ağaran saçlarını iki eliyle sımsıkı kavramış derin derin düşünüyordu, her zaman gözlerimin içine bakarak bana yön veren babam, kendi gözlerindeki nemliliği ve ümitsizliği hissettirmemek için yüzünü benden fersah fersah kaçırıyordu.Bana bir şeyler söylemek istercesine üst üste 2-3 defa derin nefes aldı ve tüm cesaretini toplayıp konuşmaya başladı. “Bak yavrum! Unutma ki her insan gibi bizde öleceğiz...

Vatan Şehidi

Vatan borç emanet dedim,Kuşandım mermimi, silahımıGece ayazında dimdikAyaktayım vatanım için.Bayrağım hep göklerdeAnlı, şanlı dalgalansınİnmesin hiç yerlereBeklerim vatan için cephede.Bir avuç toprağını vermemKanımın son damlasındaKanım canım sana fedaVatan sağ olsun.Hain bir kurşunAteş düşürdü yüreklereAnam, babam, kardeşim,Eşim, dostum yandı ciğerler.Anam “yüreğim yanıyorŞehit düştü oğlum”, diyor.Dalgalan göklerdeEy nazlı hilal.Anam “oğlumun kanıylaCan...

16 Mart 2013 Cumartesi

Gecikmiş Bir Elveda

Yıl 2005, yine bir sonbahar geldi kapımıza… Okulu özleyip koşuşturduğumuz günlerin üzerinden çok yıllar geçti… Bazen hiçbir şey değişmedi diye düşünsem de itiraf etmeliyim ki artık büyüdüm. Artık bulutlara çıkıp oturmayacağımı, onların pamuktan yapılmadığını ve tostoparlak ayıcıkların, sevimli yaratıkların yaşamadığını biliyorum. (bunları öğrenmek çok acı vermiştir aslında bana. Hayallerin yıkılması gibi…)Oysa her Eylül onca darlığa rağmen babamın...

Düşler Sokağı

“Bana bir masal anlat babaİçinde denizle balıklarYağmurla kar olsun güneşle ay…”Kimi zaman bir çocuğun babasına yakarışlarında, kimi zaman aksakallı bir dedenin dudaklarından dökülen nağmelerde  kimi zamansa hani şu eskilerin dilinden düşüremediği uzun kış geceleri vardır ya işte oradaki hoş sohbetlerdedir masal. Yani hem gerçekliği hem de olağanüstülüğüyle hayatın bir köşesinde belki de en derin yerindedir masal. “Bir...

15 Mart 2013 Cuma

Ben Bir İnsanım

Cana kıymayı bir başarı sanan zihniyetlere sesleniyorum. Kendinizi, yüreğinizde sevginizi barındırdığınız insanları tecrit ederek savaş gibi iğrenç bir işin parçası nasıl olabiliyorsunuz? Atılan her bir bombanın, merminin ciğerinize değeceğini bilseydiniz; kan akıtmakta aynı cömertliği gösterebilir miydiniz?Peki, kazancınız ne? Bir avuç toprak mı, maden mi, petrol mü? Kaybettiğiniz insanlığınız karşısında bunları mı aldınız? Hayır. Sadece bunları...

14 Mart 2013 Perşembe

Yokluğunun Resmi

Ey yeşil gözlüm, söz dinlemiyor artık caddelere, sokaklara yağan yağmur. Gün batıyor kavuşuyor iki sevgili, denizler dağlarla bir oluyor imreniyorum ve ya biz diyorum biz…Yıldızlar altında rengarenk ışıklar yanıyor ve boşalırcasına yağıyor yağmur. Ben bir başıma yürüyorum ıssız sokaklarda, arıyorum yanımda seni bulamıyorum; küçük bir tebessümle devam ediyorum, bir yandan da göz yaşlarım geliyor aldırmıyorum. Kaldırımlara bakıyorum üzerinde kalan...

Çanakkale Zaferi Günün Anlam ve Önemi Konuşması

Sayın müdürüm,değerli meslektaşlarım, sevgili gençler;Bugün, bir milletin varoluş mücadelesi olan Çanakkale Zaferi’nin 98. Yıldönümünü kutlamak ve kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmek için toplanmış bulunmaktayız.Çanakkale, şanlı tarihimizin kahramanlık destanlarından biridir. Bu zaferin, milletimizin tarihinde ayrı bir yeri ve önemi vardır.Çanakkale Zaferi,dünya tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı,güç...

İki Hece

Sevgi iki hece,Kimi için alenen kimi için gizlice,Bazen okul köşelerindeBazende saatlerce baktığım sevgilinin gözlerinde,Ama her zaman mutlaka bir yerde.Ya sever sevilmez,Ya sevilir sevmez,Ya da seven sevene,Ama tüm bunlardan kime ne?Candan sevip vuslata erende olmuş,Aşkından Mecnun‘a dönen de…Aşk artık eskisi gibi değil.Yarin dudağındaki al,Yanağındaki gül değil.Düşlerimi süsleyen beyaz bir hayal değil.Çatlamış toprağın suya kanışı,Rüzgarın ılık...