9 Mart 2013 Cumartesi

Bekleyiş

“Durmuş bir saat gibiydi akıp geçmeyen zaman.”


Bilmem daha farklı nasıl anlatılabilir şu anki saniyeler. Her şey durmuş, dakikalar yıllarla eş değer. Satırlar bile ilerlemiyor; kalemim  aynı kelimede takılıp kalmış gibi.


Sebebi olmayan buhranlara sürükledin beni; hem de hiç farkına varmadan. Zülfünün tellerine takıldım, o gün bu gün peşindeyim. Öyle büyük tezatlar oluşturdun ki yüreğimde bazen güneşin doğuşunda bazen de batışında arıyorum seni. Nerdesin acep?

“bağlanıp zülfüne bozdum ahdı da peymanı da

Çeşmini gördüm unuttum derdi de dermanı da”


Sahi ne renkti gözlerin? Sevdanın rengi karadır derler; mühür vururmuş kendine bağlananın yüreğine. Ondan mı ileri geliyor gözlerine söz geçirememem? Her yürek kolay kolay kaldıramazmış hükümlerini; ezilir, erir, yok olurmuş. Darağacının gölgesini hissediyorum üzerimde:

“cana meylin varsa hükm eyle teslim eyleyem

Şah sensin ben senin bir bende-i fermanınam”


Ey Şahım! hükmün neyse razıyım, yeter ki bir merhaba sun bana. Volkan misali kaynayan yüreğimin lavları aksa da gözlerimden, aynı anda buz kesilse de elim ayağım, bir görün!


Yoksa geldin de ben mi fark etmedim? Ayaz da soğukta bekledin de ben mi duymadım nefesini? Ayak izlerini göremedim mi eşiğimde?


Sen ki zamanı, mekanı, unutturmuşsun insana. Gecelerin ne kadar uzun olduğunu anlarmış senin peşinden sürüklenen, her bakış bir ok, her süzülüş bir dert olurmuş.


Ey uzaklardan gelmesi beklenen yolcu! Kervanın yolunu mu şaşırdı, yıldızlar yol göstermedi mi? Yoksa Mecnun’la beraber sen de mi sır oldun ıssız çöllerde? Ya da kadrini bilmeyenlere darıldın da sılaya dönmek istemiyor musun?

“nigarım, dilberim, yarim nedimim,munisim, canım

Rakikim, hemdemim, ömrüm, revanım, derde dermanım”


Ne olursun gel ve yüreğimdeki yerini al!


Meryem KURT



Bekleyiş

0 yorum:

Yorum Gönder