Ah Türkiyem! Pınarlarında köpük köpük sevda akıtan, bozkırlarında sevda rüzgarları savrulan, türkülerinde ninnilerinde yanık yanık sevda çağıran Türkiyem. Hiç mi bitmeyecek derdin? Dolmayacak mı ömrünün çilesi? Sen akvam-ı arzın asırlarca Zümrüd-ü Anka’sı oldun. Herkesin canını başını ortaya koyarak elde etmek istediği bir Zümrüd-ü Anka… Fakat sen genç bir kız edasıyla canının yanı sıra birde yüreğini ortaya koyarak yârini bekledin ve kapılarına dayanır dayanmaz ebedi sahibine kucak açtın. Sen yârinin gözünde sadece Maraş, Konya, Hakkari, İstanbul, Rize, Hatay’dan oluşan bir Anadolu değildin. Sen onun gözünde Makedonya, Musul, Kerkük, Suriye, Arnavutluk, Trablusgarp’tın. Sen onun gözünde kanatları üç kıtaya zor sığan bir Zümrüd-ü Anka’dın.
İlahi Kelimetullah için iman ile dökülen kanlar senin gıdandı ve bu dava uğruna gün geçtikçe büyüdün. Ah yüreğimin ateşi, gözümün nuru, sevdiğim vatanım. Başka hangi güzel sıfatları kullanayım sana hitaben. Nasıl sorayım sana ’önceden koca kanatlarıyla üç kıtayı çevreleyen ihtişamlı Zümrüd-ü Anka’na ne oldu?’ diye?
Kurtların kemirdiği, sitemkar çığlıklarla haykıran gözlerinin üzerime yöneleceğini biliyorum. Biliyorum hercümerç edilerek ayakları kapana kısılmış bir biçare kuşun acizane durumdan beni sorumlu tutacağını.
Ah Türkiyem yüreğin lalezar gibi göz göz olup kızıla boyanmış. Sol yanında yürek diye damarlarında miskinlik zehri dolaşan bir et parçası taşıyan bu vatan evladını affet. Senin gibi yücelene ümitsizlik yakışmaz. Ne diyor alemlerin Rabbi ‘Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer iman ediyorsanız üstün gelecek olan sizlersiniz.’
Türkiyem, Eyüp misali sabrının mükâfatını alacağın günler yakındır. Yorgun vücudunu hafifçe silkip üzerindeki asalak kurtları dökeceği vakit yakındır. Yakındır kırık kanatlarını şaha kaldırıp özgürlüğün, hilalin ve yıldızın sesiyle akbabaları ürkütüp korkutacağın gün. Ve sonunda her zaman özlemini çektiğin bahadır ordusunun sana bir köşede Ab-ı Hayat sunup kızıl elmayı tekrar alnına nakşedeceği vakit yakındır.
Yakındır bir devrin destanının yazılması, an gibi yakındır!
Bir Devrin Destanı Daha Yazılıyor
0 yorum:
Yorum Gönder