29 Mart 2013 Cuma

Bir Adam, İnsanlar ve Ben

Sonra orda olup olmadığını kestiremediğim adama “İstediğin ne?” diye sordum.

“Gitmek..” dedi.

Gitti…

Nereye, ne tarafa gitti bilmiyorum. Çok farklı yerlere gitmiş olmalıydık. Bende bilmiyordum nereye gittiğimi. Yolu bulabilirsem eve gidecektim. Uzun zaman olmuştu yatağımda uyanmayalı.


Ve eğer yatağımı bulabilirsem hiç bir şey eksiltmeden, bütün herşeyimi yatağa yatıracaktım. İnsanın kendi yatağında uyanması kendini özel hissetiriyor. Kendine ait bir yer, kendisininkinden başka hiç kimsenin giremediği bir mabet.


Çok karışıktı aklım, saçım.

Çıplaktım, üşüyordum.

Hava soğuk değildi ama üşüyordum. Çıplaktım.

Deniz yakmıyordu ama çıplaktım.Üşüyordum.

Biraz önce yaşadıklarımı gerçekten yaşamış mıydım bunu düşünüyordum. Neden konuşurken hep istediğim cevapları alıyordum? Yoksa gerçekten konuştuğum biri mi vardı?


Kaçışlarım vardı. Hem de büyük kaçışlar… Bunlardan neden bahsetmedi? Ya da neden bahsetmedim?


Dörtte üçü hayat marifetiyle alınmış biri olarak, geriye kalanın da dörtte bir olduğunu düşünürsem bu soruların cevabını veremeyeceğimi yeni anlamıştım. Bunu anladığımı ise hiç bir zaman bilemicektim.


Düşündüklerimden sıyrılmaya başladıktan sonra düşünmediklerim ağır gelmeye başladı. Düşünmeden yürüyemiyordum. Alışmamıştım düşünmemeye.


Tam o sırada yani düşünmemekle yürümek arasında sıkıştığım anda bir ses duydum. İnsan sesi değildi ama insan sesi olmasını o kadar çok istedim ki…


Değildi…


Bir org sesiydi duyduğum. İçinde acıdan çok pişmanlık barındıran bir melodi. Sese doğru yürümeye başladım. Sonra koşmam gerektiğini hissettim.


Bunu niye hissettim bilmiyorum ama hissettim ve koştum. Saat, geceyle sabah arası bir vakitken, gece bitmemiş sabah olmamışken, sabaha daha çok varken o adamı gördüm. Org çalan adamı. Başında eski bir şapka vardı. Sakallarını yedi yıldır kesmemiş olmalıydı. Uzun ve bakımsız sakalları vardı org çalan adamın. Kimse adama bakmıyor-du, kimse de adamın umrunda değildi zaten. Adam çaldığı melodinin dışında hiç birşeyle ilgilenmiyordu. Sanki çalmıyordu, yaşıyordu. Yanına oturdum sessizce. İstesem de sesim çıkmazdı. Onun için ben de “herkes” tim, bana da bakmadı. Herkes gibi. Sadece dinledim. Dokuz kez dinledikten sonra farkettim adamın hep aynı melodiyi çaldığını.


Karışıktı aklım, saçım.


Bi ara durdu. Elinin terini üstüne sildi.  Üstü kirliydi, daha çok kirlendi. Bir sigara uzattım, aldı. Hiç konuşmadı. Benim gibi. Son sigaram değildi. Öyle olsa vermezdim. Verdim. Sigarayı vermemle alması gizli bir anlaşma içinde gerçekleşti. Sigarasını yaktım. Devam etti çalmaya. Ne anlatıyordu çalarken ya da bir şey anlatmak istiyor muydu bilmiyordum. Bir ara gözlerine baktım, o bana yine bakmadı. Anlatmak istedim herşeyi. Biraz önce yaşadıklarımın gerçek olup olmadığını sormak istedim. Sordum da.


Adam biliyordu beni. “Bi sigara veersene.” dedi önce. Verdim. Çalmayı bıraktı. Sanki hadi anlat biran önce de yaşamaya devam edeyim diyordu.


Sonra anlattım ama yarım. Adam suskunluğunu bozmadı. Eşyalarını topladı, orgunu kolunun altına sıkıştırdı. Ayağa kalktı. Hiç konuşmadan arkasını döndü, benden çok uzağa yürümeye başladı. Benim hiç bir zaman gidemeyeceğim kadar uzağa yürümeye başladı. Benim hiç bir zaman gidemeyeceğim kadar uzağa.


Ben kaldım. Ama aslında orda yoktum.


İnsanlar geçiyordu önümden bir sürü asık suratlı insan…


Org çalan adam gözden kayboldukça asık suratlı insanlar çoğaldı. Aslında bende o insanlara çok yabancı değildim. Yabancılık çekmedim gülmemek için.


Uyumak istiyordum artık. Uykum yoktu ama uyumak istiyordum. Yatağımı özlememiştim ama kendi yatağımda uyanmak istiyordum.


Yavaş yavaş doğrulmaya çalıştım oturduğum yerden.


Önce yalpaladım biraz. Sonra dengemi kurmayı başarıp ayağa kalktım. Ama hala kendime gelememiştim.


Yolunu hatırlamadığım evime doğru yürümeye başladım. İnsanlar arasından geçtim. Hepsinin gözüne baktım. Acaba biri de bana bakar mı diye. Hiç biri bakmadı. İnsanlar hiç bitmiyordu. Yürüdükçe yenileri , başka asık suratlı insanlar çıkıyordu karşıma. Onlarda biri olduğumu bilerek ama evimin yolunu bilmeyerek uzaklaştım odan.


Onur SARIGÜL



Bir Adam, İnsanlar ve Ben

0 yorum:

Yorum Gönder